24 Ekim 2013 Perşembe

Fenerbahçe'nin maç sonuçları

Bundan 2 hafta kadar önce yine bu satırlarda bir Aziz Yıldırım analizi yazısı yazmıştım. O yazıda başkanla 1-2 tokalaşmam dışında hiç bir alakam ve tanışıklığım olmadığını da dile getirmiştim. 

Tesadüf bu ya, o yazıyı yazdıktan 3-4 gün sonra bir öğlen telefonum çaldı. Telefonun diğer ucundaki ses maç sonuçları Fenerbahçe Spor Kulübü İletişim Bölümünden aradığını söyleyen bir hanımefendiydi. Benden e-mail adresimi istedi ve bir e-mail göndereceğini, ilgili e-maile en kısa sürede yanıt verebilirsem memnun olacaklarını dile getirdi. 

Bir kaç dakika sonra e-mail adresime gelen yazıda başkanımız ve yöneticilerimizin sosyal medyadaki bazı Fenerbahçe’liler ile tanışma yemeği gerçekleştireceği , bu toplantıya katılıp katılamayağım soruldu. E-mailde ayrıca yemek sonrası hepberaber Pana basket maçını izlemek üzere salona gideceğimiz de belirtiliyordu. 

Ben de elbette, bir Fenerbahçe taraftarı ve maç sonuçları kongre üyesi olarak, 6 dönemdir (daha fazla da olabilir tam emin değilim) Fenerbahçe Spor Kulübü kongresi tarafından başkan seçilen, Alex olayı öncesinde daha 3 ay evvelsine kadar yüzbinlerin sokaklarda uğruna yürüdüğü başkanın davetine katılacağımı belirttim ve yemeğe katıldım. 

Öncelikle başkanı hem fiziksel hem de mental olarak son derece sağlıklı gördüm. Bir çok insan hapisten çıktıktan sonra karar verme yetilerinde sorunlara yol açacacak duygusal travma yaşadığı tespitiyle başkanın sağlıklı kararlar veremediğini düşünmekteydi. Bense o tespitten ziyade, bu dünyada her an her şeyin olabileceğinin farkına varmış, bu nedenle eskisi gibi ufak tefek mevzuulara ve mikro konulara çok kafasını takmayan, daha ziyade büyük resimlere ve büyük icraatlere odaklanan bir maç sonuçları başkan gördüm. Belki de beynim bunu görmek istedi, bilemem, ama neticede algıladığım net bir biçimde buydu. Bunu da ufak bir parantez içinde uzatmadan tespitlendirmiş ve söylemiş olayım. 

Gelelim esas konumuza. Yemekten sonra gidilen Pana maçını, yemeğe katılan 15-20 arkadaşımızın bir kısmı başkanın yanında, bir kısmı ise yöneticimiz Sayın Ömer Temelli’nin yanında izledik. Başkanın yanında maçı izleyen bazı arkadaşlarımızın ise birileri tarafından resimleri çekilip sosyal medya ve bazı maç sonuçları internet sitelerinde paylaşılmasıyla, bu yazının asıl konusunu oluşturacak saldırı ve linç kültürü birileri tarafından başlatıldı. 

Başkanın adamları. Satılık Fenerliler. Aziz Yıldırım’ın köpekleri… 

Ulusal kanallardan maç sonuçları bazılarında 3 Temmuz’dan bu yana tek taraflı linç yapan programlar, 2 akşamdır ilgili resmi gösterip insanları başkanın adamlığıyla suçluyor. Sosyal medya ve forumlarda birileri insanların aklını karıştırıp bu 15-20 kişinin isimlerini yazıp, insanların bundan sonraki yazılarını itibarsızlaştırmaya gayret ediyor. Başkan ile önümüzdeki dönemlerde bu tip bir davette bir araya gelebilecek diğer insanlara ise ‘bakın yarın öbür gün siz başkanın davetini kabul ederseniz, aynı saldırıları size de yaparız ha, bundan sonra her kim ki başkan ile herhangi bir alaka kurar, kamuoyu önünde itibarsızlaştırma ve linç etme saldırılarımız onlaradır ‘ mesajını insanlara vererek önümüzdeki dönemlerde insanları başkana yaklaşmaya korkar hale getirerek başkanı camia içinde yalnızlaşmaya mahkum etmeye çalışıyorlar. 

Uzun lafın kısası, kocaman bir kompleksi-nefreti ve ufacık beyni olan birçok insan bir kaç gündür konuşuyor, şimdi de biraz müsaade etsinler de artık biz konuşalım ! 

Bundan sonra yazacaklarım yemeğe katılan arkadaşlarımızı değil sadece beni, Metin Sipahioğlu’nu bağlar. 

Öncelikle, bu yemeğin 1e1 aynısını, Ünal Aysal maç sonuçları Galatasaray camiası içinde gerçekleştirmiş olsa, medyamız tarafından 'Ünal Aysal Çağı Yakaladı' , 'Çağın ve Değişimin Farkında Olan Başkan' manşetleriyle sunulacak ve alkışlanacak olması taraflarına detaylıca değinme gereği duymadan, işin bu kısmını yukarıdaki 1-2 satırda bırakıyorum. 

İlk olarak; başkanın locasında benim başkanla aynı karede resmim çıkmadı, çünkü salona geç geldiğimden maçı başkanla aynı bölümden değil bir yan bölümden izledim. Şayet başkanla aynı karede, başkanın locasında resmim çıksaydı eğer, o resim şu anda hem ev hem de işyerimde, resmin çözünürlüğünün izin verdiği en büyük boyutta, olabilecek en muhteşem çerçeve içine girmiş şekilde, evime ve işyerime maç sonuçları gelen insanların en görebileceği, en göz önündeki yerde GURUR VE ONURLA asılı duruyor olurdu. 

Fenerbahçe kongresi tarafından 6 kongredir seçilen, yukarıda bahsettiğim şekilde, daha 3 ay öncesine kadar yüzbinlerin sokaklarda uğruna yürüdüğü Fenerbahçe başkanının davetine icabet edip o davete katılmak, kendimi bildiğim günden beri peşinden maç sonuçları gittiğim sevdamın en onurlu ve gururlu günüdür. 

Şimdi buradan bizleri/beni başkanın adamı ve satılık olmakla suçlayanlara şahsım adına soruyorum: 

O yemeğe kimlerin katıldığını biliyor musunuz ? Elinizde tam liste var mı ? Yemeğe katılanların maddi durumları, ne iş yaptıkları hakkında bir bilginiz var mı ? Yemeğe katılanların bugüne kadar Fenerbahçe’ye kendi ceplerinden kombine bilet, kongre üyeliği, Fenerium alışverişleri ve daha diğer bir çok konuda ne kadar para ödediği hakkında elinizde detaylar var mı ? Hepsini geçtim, merak ettiğim şey bizleri suçlayanların gözünde kaç paralık adamlar olduğumuz ve beyinlerimizi-kalemlerimizi, düşüncelerimizi kaç para karşılığında sattığımız ? En azından bu konudaki tek umudum çok da düşük fiyatlara gittiğimizin zannedilmemesi.. Satılık olacaksak da bare ucuz adam olmayalım.. 

Netice: 
Yukarıdaki detayların maç sonuçları hiçbiri ellerinde olmayan insanlar bir resim ve yemek haberi üzerine televizyonlarda, sosyal medyada, internet sitelerinde hiç tanımadıkları insanları satılık olmakla suçlayabiliyor. Hem de işin en komiği nedir biliyor musunuz ! : 

Bu suçlamaları televizyon ekranlarında veya diğer ortamlarda yapan insanların büyük çoğunluğunun bundan kısa bir zaman öncesine kadar her fırsatta başkanın yanına gidebilmek için araya adamlar sokmaya çalışan, araya adam sokup görüşme ayarlayabilince ise o görüşmeye başkanın karşısında heyecan yaşamamak için sakinleştirici içip giden insanların olması. 

Son sözlerim: 
Bugün Sayın Aziz Yıldırım’ın kamuoyunda eskisi kadar güçlü ve dokunulmaz olmadığı bir gerçek. Eskiden Aziz Yıldırım darken kameraya bakmakta zorlanılan bazı televizyon programlarında aylardır tek gündem Aziz Yıldırım ! 

Ancak maç sonuçları benim için ise halen kongre tarafından seçilmiş resmi Fenerbahçe başkanı. O yemekte olduğu gibi, bundan sonra başka hangi ortamda görürsem gidip onur ve gururla elini sıkacağım bir adam Aziz Yıldırım ! 

Ancak biliniz ki, olur da Aziz Yıldırım yarın öbürgün yavaş yavaş güçlenir, yargıtay süreci sonrasında görevine devam edebilir , ve hele hele şampiyonluklarına tüm branşlarda kaldığı yerdem devam edebilirse, bugün Aziz Yıldırım nefreti ve kompleksi ile, davete icabet eden tanımadğı bir grup Fenerbahçe’li için ‘satılıklar’ diyenler, bizlerin Aziz Yıldırım dahil her Fenerbahçe başkanına duyduğu ve duyacağı saygının kat be kat fazlasını o günler geldiğinde Aziz Yıldırım’a karşı göstererek başkanın çevresinde olabilmek için herşeylerini verecek insanların ta kendileridir. 

Uzun lafın kısası: 
Şahsen ben, maç sonuçları Fenerbahçe kongresi tarafından seçilmiş her başkanın olabildiğim kadar neferi olmaya çalışan ve doğrunun bu olduğuna inanan, kendimi kongrenin üzerinde görmeyen bir Fenerbahçe’liyim. 

Benim/bizim ne olduğumuz bugün olduğu gibi gelecekte de bellidir. 

Ve fakat, bugün malum çıkarları doğrultusunda hiç tanımadıkları insanlara bir resim 
maç sonuçları üzerinden saldırma alçaklığını yapanların, geçmişleriyle bugünleri karşılaştırıldığında ne olduklarının anlaşılamadığı gibi, gelecekte de ne olacakları belirsizdir. 

İşte bu yüzdendir ki, bu yazının başlığı da NE OLDUĞU BELİRSİZLER’dir. 



Not: İlgili yemeğe davet edilemeyen ve gerek 3 Temmuz öncesi, gerek 3 Temmuz sonrası yaptıklarıyla o masada olmayı benden 10’larca kat daha fazla haketmiş birsürü Fenerbahçe’li var. Umarım bundan sonra bu tip toplantılar olursa onlara da ulaşılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder